|
|
|
|
|
|
Köşe Yazıları |
|
|
|
''Onkolog Olmak''
Onkologlar Diğer Doktorlardan Farklı mıdır?
|
|
"Biz onkologlar ölümle erken dönemlerde yüzleşiyor, ölümün acısına, kederine şahit oluyor, bu hain pusu kurmuş sinsi düşmanın hayatlara nasıl bir yön verdiğine sessiz tanıklık ediyoruz."
|
|
|
|
Uzm.Dr. Tülay Tüzel Akman
İzmir Tepecik
Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Onkoloji Kliniği
Bir insanın diğer bir kişiye kötü bir haber vermesi her ne konuda olursa olsun, hep zordur ve mecbur kalmadıkça kimse istemez bu işi yapmayı. Hep kısa tutulur bu haberler, üstü örtülür, geçiştirilir. Zaman her şeye ilaçtır denir, hayatın da sonu değildir ya elbet bir çözüm bulunur denir ve teselli verilir.
Düşünün öyle bir mesleğiniz var ki sürekli kötü haberler vermek zorunda kalıyorsunuz. İşte biz onkologlar, çoğu zaman diğer branşlardaki meslektaşlarımızın bile çoğu zaman vermekten çekindiği kötü haberleri hastalarımıza her gün defalarca veriyoruz. İşte tam bu noktada onkologlar, diğer doktorlardan ayrılmaya başlıyor. Hastalarımıza belki de hayatlarının en kötü haberini verirken,
ümidin bittiği anda ve ne acıdır ki çoğu zaman ‘hayatın sonu değil’ tesellisini bile veremeyeceğimiz kötü haberleri söyledikten sonra hastalarımızda ümidi tekrar yeşertmek bizim görevimizdir. Ölümün yakınlığının kalplerde hissedildiği ve karşılıklı nefeslerin tutulduğu o derin sessizlik anlarından
sonra hastaların ve yakınlarının elinden tutmak, çekip çıkarmak onları dipsiz, karamsarlık çukurundan...
|
|
Bu gerçekten çok ağır bir manevi yük hepimiz için, fakat zamanla biz onkologlar ölümün derin nefesinin ağırlığını ve yakınlığını hissetmenin verdiği karamsarlıkla baş etmeyi başarıyoruz. Hastalarımızın bu zor anlarında ellerinden tutabilmek için, her geçen gün bir öncekinden sanki daha
da güçleniyoruz. Bütün bu yoğun birliktelik ve maneviyat sürecinden sonra da hastalarımızla aramızda çok daha derin ve yoğun bağlar kuruyoruz. İşte birlikte yaşanan bu yoğun manevi süreç nedeniyle belki de onkologlar da hastaları da biraz farklı diğerlerinden…
Biz onkologlar ölümle erken dönemlerde yüzleşiyor, ölümün acısına, kederine şahit oluyor, bu hain pusu kurmuş sinsi düşmanın hayatlara nasıl bir yön verdiğine sessiz tanıklık ediyoruz. Hayatın en zor anında şahit olduğumuz bu hayat hikayelerinden farkında olmadan kendi hayatlarımıza dair çıkarımlar yapıyoruz
|
|
|
İşte bütün bunların sonunda da hayata karşı pozitif ve optimistik bir bakış açısı ediniyoruz, geçmişte yaşanmışlıkları değiştiremeyeceğimizi biliyor, geleceğe dair hesaplar yapmanın ne kadar anlamsız olduğunu anlıyor, anda olup, anda kalmaya ve anın hakkını vermeye gayret ediyoruz ve sanki daha az keşkeler ve daha çok mutluluklar sığdırmaya çalışıyoruz hayatlarımıza… Belki de bu yüzden taşıdığımız ağır manevi yük ve işimizin zorluğuna rağmen karamsar ve asık suratlı olmanın aksine genellikle coşkulu ve sevgisini ifade edebilen kişiler oluyoruz. Anlıyoruz ki hayat hafife almaya gelmez ve ciddiye alıp dolu dolu hakkını vermek gerekir yaşanmışlıkların.
Ve sonuç olarak onkolog olmak bizlere akademik bir unvan almanın ötesinde, hayata dair farklı bir bakış açısı ve insancıl değerler katıyor ve bizleri farklı kılıyor anlayabilene ya da anlamayı başarabilene.
Anda olup, anda mutlu kalmak, hastalarımızla birlikte farklı olarak ve yaşama dair farkındalık katarak yaşayabilmek dileğiyle…
|
|
|
|
Popüler Sağlık Dergisi 55.sayısından-7 ŞUBAT 2015 |
Zeynep Çetinkaya |
|
|
|
|
|