Anasayfa
Hakkımızda
Yayın Kurulu
Arşiv
Künye
İletişim
Ayın Konusu-
Kongre Takvimi-güncel
Kitap Köşesi
Sağlık & Tıp Dernekleri
 
Reklam Vermek İçin
 
Sağlık & Yaşam
 
 

Aşı ne zaman koruyucu, ne zaman tedavi edici?
Kanserde aşının rolü
   

 

 

 

Kanser tedavisi veya kanser oluşumunu engellemek amacıyla geliştirilen tümör aşıları, vücudun bağışıklık sistemini tümöre karşı duyarlı hale getiriyor. Aşı ile hedeflenen, bağışıklık sisteminin vücudun diğer hücrelerine zarar vermeden kanserli hücrelerin yok edilmesini kolaylaştırması.

Neolife Tıp Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç Dr. Duygu Derin, tümör aşılarının bağışıklık sistemini uyarma temeline dayandığını ifade ediyor ve aşıların koruyucu ve tedavi edici aşılar olarak iki gruba ayrıldığını belirtiyor. Derin, “Tümör aşıları bağışıklık sisteminin uyarılması esasına dayanıyor.

Kanser hücrelerinin yüzeylerindeki yapılar bağışıklık sistemine tanıtılıyor. Bu yapılar bağışıklık sisteminin yanıt vermesini sağlayacak veya artıracak başka bir proteine eklenebiliyor veya hastanın kendisinden veya başka hastalardan elde edilen hücrelerden "tam hücre aşıları" hazırlanıp hastaya verilebiliyor. Aşılamada, kanser hücrelerini tanır hale gelen vücudun kendi bağışıklık sistemi hücrelerinin, sağlıklı hücrelere zarar vermeksizin doğrudan kanser hücrelerine karşı bir saldırıda bulunacağı varsayımı ile ilerleniyor.” diyor.

Günümüzde uygulanan aşılar nasıl bir rol üstleniyor?

Kanserde koruyucu aşılar arasında karaciğer kanserine karşı Hepatit B ve rahim ağzı kanserine karşı HPV aşısı yer alıyor.
Toplumda yaygın görülen ve yüzde 10 oranında kronikleşen bir enfeksiyon hastalığı olan Hepatit B’ de kronikleşen vakaların yüzde 10’u karaciğer kanserine dönüşüyor. Hepatit B aşısı, kişilerde bu enfeksiyona karşı bağışıklık oluşturarak kronikleşmeyi ve kanserleşmeyi önlüyor.

Rahim ağzı kanserinde ise kanser nedeni görülen HPV tip 16 ve 18 enfeksiyonuna karşı geliştirilen aşı ile bu bölgenin kanserleşmesi önleniyor.

Doç Dr. Duygu Derin
Medikal Onkoloji Uzmanı
Neolife Tıp Merkezi
Prof. Dr. Nil Molinas Mandel farklı kanser gruplarının hastalığın büyüme hızı, biyolojisi ve başka organlara yayılması açısından farklı bir seyir izlediğinin altını çizerek, geçmişten bugüne tedavi yaklaşımlarındaki gelişimi şöyle ifade ediyor: “Bu kanser türlerine göre tedavi seçimi de farklı olmaktadır. Küçük hücreli dışı akciğer kanserlerinin de farklı alt grupları vardır. Geçmişte uzun süre tüm hastalara aynı tedaviler uygulandı. Ancak son yıllarda, tümör biyolojilerinin farklı olduğu anlaşıldı ve bu alt gruplara göre tedavi yaklaşımlarımız değişti. Buradan yavaş yavaş tedaviler kişiye özel olarak değişime uğradı”.gösteriyor.
 
 

Kanserde tedavi edici aşılar

Kanserde tedavi edici aşılar ileri teknoloji ürünü olmakla birlikte henüz tedavide etkin bir yöntem olarak kullanılamıyor. Tedavi edici aşılar içinde kök hücre yöntemi olarak bilinen dendritik hücre aşıları ön plana çıkıyor. Hastadan alınan kandaki kök hücreler, laboratuvarda "dendritik hücre" denilen özelleşmiş hücrelere dönüştürülüyor. Bu hücreler kanser hücrelerinin yüzey yapılarına karşı duyarlı hale getirilip tekrar hastaya veriliyor. Bu yöntemin prostat, malign melanom ve böbrek hücreli kanserler üzerindeki tedavi edici etkisi araştırılıyor.

Malign melanomda aşı tedavisinin etkinliği ise henüz tartışılıyor. Ancak bağışıklık sistemini uyaran tedaviler uzun zamandır uygulanıyor. Malign melanom tedavisinde yeni çıkan bir ilaç, kanser hücrelerini tanıyıp yıkan sitotoksik T lenfositlerini durduran mekanizmayı işlemez hale getiriyor. Bu şekilde dolaylı yoldan bağışıklık sistemini aktive ediyor.

 

 
 
 
 
Copyright © populersaglik.com