''Bulaşıcı hastalıklar içinde Verem, halen Dünyada en çok sayıda insanı etkileyen ve ölümüne sebep olan hastalıktır. Dünyada en çok öldüren 10 hastalıktan birisidir. 2015 yılında dünya genelinde 10,4 milyon kişi verem hastalığına yakalanmış, bunlardan 1,8 milyonu ölmüştür. Yani dünyada, bir günde yaklaşık 5.000 insan veremden ölmektedir. Dünya genelinde 10,4 milyon verem hastası olduğu ancak bunlardan 4,3 milyonuna da hiç tanı konulamadığı hesaplanmaktadır. Özellikle Asya ve Afrika’da hastalara tanı konulamamasının en önemli nedenleri sağlık hizmetlerinin yetersizliği ve ekonomik sorunlardır. Tedavisi hem mümkün hem de ucuz olan bu hastalığın dünyamızda hala bu kadar acılara yol açması çok üzücüdür.
Türkiye’de Verem Hastalığı Giderek Azalmaktadır.
2015 yılında 12.772 hastaya tanı konulmuştur, 2014 yılında ise tanı konan 13.336 hastanın %85,3'ünün tedavisi başarı ile tamamlanmıştır. Ayrıca, her yıl yaklaşık 20.000 kişiye verem hastalığının ortaya çıkmasını engelleme amaçlı koruyucu tedavi (latent tüberküloz enfeksiyon tedavisi) de verilmektedir. Ülkemizde veremle ilgili yürütülen başarılı çalışmalar ile bu hastalıktan ölüm sayıları son derece azalmıştır. Dünya genelinde gelişmekte olan ülkeler içinde yer alan Türkiye, başarılı bir verem savaşı programı yürütmektedir. Bunun aksamadan sürdürülmesi gereklidir. Hastaların erken tanısı ve tedavisi, hastalanma riski taşıyanların muayenesi ve hastalanma riski taşıyanların koruyucu tedavisini kapsayan bütünlüklü bir programla çalışan verem savaşı dispanserleri bu başarıdaki en önemli paya sahiptir. Bu nedenle veremle uğraşan bu birimlerin uygun koşullarda çalışmalarına devam etmesi ve bu birimlerde çalışan sağlık çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi veremle mücadelenin en önemli unsurlarından biridir. Verem kontrolünün en önemli konularından biri doğrudan gözetimli tedavi uygulamasıdır. Hastaların ilaçlarını tam ve düzenli içtiklerini kayıt altına alınmasını gerektiren bu uygulamanın günlük pratikte düzenli bir şekilde yapılabilmesi için verem savaşı dispanserlerinin altyapı olanaklarının daha elverişli hale getirilmesi gerekmektedir.
Son yıllarda ülkemizdeki yabancı ülke doğumlu nüfusun artması ile bu gruptaki verem hasta sayısı da artmıştır. 2011 yılına kadar yılda 200 yabancı ülke doğumlu verem hastası varken, 2015 yılında ülkemizde bu rakam 872 olmuştur. Özellikle Türki Cumhuriyetlerden ülkemize gayri resmi olarak tedavi amacıyla gelen dirençli verem hastaları ile göçmenler/sığınmacılar arasındaki verem hastalarının takip ve tedavi konusu önümüzdeki yıllarda giderek artan bir sorun olarak karşımıza çıkacağı tahmin edilmektedir. Bu nedenle yabancı uyruklu / göçmen hastaların takibi ve tedavisi konusunda yeni stratejiler geliştirilmelidir.
Dünyada TB kontrolü ile ilgili politikalar 2015 sonrası için değiştirilmiştir. Bu politikalar esas olarak Tüberkülozu Bitirme (End TB) Stratejisini içermektedir. Dünyada yıllık %1,5 hastalık insidans azalması artık yeterli görülmemektedir. Verem insidansında 2020 yılında %20, 2030 yılında %80 azalma olması, Verem ölümlerinde önemli bir düşüş ve bunlara ek olarak “veremin hastalanan ailelere ekonomik yük oluşturmaması” hedeflenmektedir. Ülkemizde de veremli hastaların kendilerine veya ailelerine sağlanacak destek, hastaların tedaviye uyumunu arttırarak tedavi başarısını arttıracaktır. Tedavi başarısının artması hastalığın yayılmasını ve dolayısı ile toplum sağlığının korunmasına da katkı sağlayacaktır.
Günümüzde, veremli hasta sayısı azalmasına rağmen, yabancı uyruklu / göçmen hasta sayısının artması, sosyal ve ekonomik zorluklar, sağlık sistemindeki değişiklikler, ilaca dirençli hastalar nedeniyle verem hastalığın tanısında, korunmasında ve tedavisinde zorlukların olduğu bir döneme giriyoruz. Türkiye’nin; verem hastalığının kontrolünde göstereceği politik kararlılık ve daha da geliştirilmiş bir verem kontrolü programı ile başarı sağlayarak 'Veremsiz Bir Türkiye ' hedefine doğru yürüyeceğini düşünüyoruz. Türk Toraks Derneği olarak konunun takipçisi ve önemli bir paydaşı olacağımızı da tüm kamuoyunun dikkatine sunarız.''
Türk Toraks Derneği
Tüberküloz Çalışma Grubu
|