Diyabetin tüm yönleri ile ele alındığı 52. Ulusal Diyabet Kongresi gerçekleşti. Uzmanlar Uyardı: "TÜRKİYE’DE 3 MİLYON KİŞİ DİYABET OLDUĞUNUN FARKINDA DEĞİL!" Türk Diyabet Cemiyeti ve Türk Diyabet Vakfı tarafından düzenlenen, 52. Ulusal Diyabet Kongresi Consensus kongre organizasyonu ile 20 – 24 Nisan 2016 tarihlerinde 1400 katılımcı ile Antalya ‘da gerçekleşti. Diabetes Mellitus konusunda en son gelişmelerin tartışıldığı kongrede; uzmanlar; Diyabet tedavisinde yenilikler, Gebelik ve diyabet, İnsülin uygulama sistemlerindeki yenilikler, Gelecekte diyabet tedavisi, Tip 2 diyabette insülin tedavisine güncel yaklaşım, Diyabet ve kanser, Diyabetik otonom nöropati, Diyabette mental sağlık, Diyabette internet ve akıllı telefon uygulamalarının kullanımı, Diyabet ve Bariatrik cerrahi, Diyabet ve beslenme, Diyabetik bireylerde sosyal yaşam, yapay pankreas gibi önemli konularda bilgi paylaşımında bulundu.

52. Uluslararası Diyabet Kongresi Kongre Başkanı Prof. Dr. Metin Arslan, 1400 katılımın sağlandığı 4 gün süren kongrede 25 panel, 7 ana konferans, 14 mini konferans,1 tartışma oturumu, 6 uzmanına danış,107 poster bildiri, 22 sözlü bildiri ve 12 uydu sempozyumu ile 4 ayrı salonda diyabetin tüm yönleri ile ele alındığını söyledi. Dr. Metin Arslan diyabet hastalığının sadece kan şekerinin yükselmesi olmadığını belirterek, vücutta birçok doku ve organa yan etkisinin olduğunu hatırlattı. Prof. Dr. Metin Arslan, 3 milyon kişinin diyabet hastası olduğunu bilmediklerini ve tip 2 diyabet görülme yaşının da düştüğünü, ailesinde şeker hastalığı olanların mutlaka açlık kan şekerine baktırmaları gerektiği uyarısında bulundu.Prof. Dr. Metin Arslan diyabet hakkında şu bilgileri paylaştı;

		HER 11 KİŞİDEN BİRİNDE DİYABET VAR ''Dünyada 415 milyon diyabetli birey var. 2040 yılında her 10 kişiden birin diyabetli olacak. Dünyada 642 milyon diyabetli birey bulunacak. Her 7 gebelikten biri diyabetten etkileniyor. Dünyadaki erişkin bireylerden yüzde 46.5 diyabet olduğunu bilmiyor. Her 6 saniyede bir birey diyabet nedeni ile hayatını kaybediyor. Dünya sağlık harcamalarının yüzde 12'si diyabete kullanılıyor. Diyabetik bireylerin dörtte üçü az ve orta derecede gelir düzeyi olan ülkelerde yaşıyor. Ülkemizde ise diyabet 13,4. Bu oldukça yüksek bir oran. Türkiye diyabetin yüksek göründüğü ülkelerden birisidir. Erişkin diyabet olan tip 2 en yaygın görülen diyabet formudur. Tüm dünyada tanı konulan diyabet vakalarının %90’dan fazlasını tip 2 diyabet oluşturmaktadır. Türkiye’de 6,400 bin kadar diyabetli birey var. Yaklaşık 3 milyondan fazla da diyabet olduğunu bilmeyen hasta var.’’

BÜTÜN GEBELERDE DİYABET MUTLAKA ARAŞTIRILMALI!

''Gebelikte diyabet çok önemli. Gebeliğin 24. ve 28. haftasında diyabet mutlaka taranmalı. Kongremizde bu konu üzerinde çok durduk. Medyada zaman zaman yer alan tersi görüşlerin aksine mutlaka araştırılmalı diyoruz. 24-28.haftada araştırılmamışsa, gebelik diyabeti varsa, ileride şekeri yükseldiğinde önceden diyetle kontrol altına alınabilecek iken, ilaç tedavisine başlamak zorunda kalıyoruz. Bunun da fetüse olumsuz etkileri oluyor. Örneğin erken doğum, düşükler gibi. Zararlı bir test değildir. Bütün dünyada yapılıyor.''

GELECEK 50 YIL DA DİYABET TEDAVİSİ

"Tip 1 Diabetes Mellitus çocuklukta görülür ve diyabet hastalarının %5-10’u tip 1 diyabetlidir. Belirtiler ortaya çıkıp tanı konulduğunda "hayat boyu insülin kullanacak" denildiğinde aileler büyük endişeye kapılıyor.Tip 1 diyabet hastalığında insülin yapımından sorumlu pankreas beta hücrelerinin çoğunlukla otoimmün kaynaklı harabiyetine bağlı olarak insülin eksikliği vardır. Tip 1 Diabetes Mellitus’a neden olan bağışıklık sistemindeki bozukluk bulunacak olursa ki neden olan antikoru ortaya çıkaran antijen nedir, henüz bulunmadı.Önümüzdeki yıllarda bu bozukluğun sebebinin bulunacağını umuyoruz.

Kök hücre tedavisi bazı alanlarda kullanılmaya başlandı ancak henüz DM de araştırma safhasında.Şayet araştırma sonuçları olumlu olursa ümit vadeden bir tedavi olacak.

İnsülin kullananlarda yaşam kalitesini arttıran kullanımını kolaylaştıran yeni insülinler var. Örneğin öğünlerden hemen önce yapılan insülinlerin etkisi daha uzun sürerdi artık hipoglisemiyi daha az yapan, etkisi kısa süren insülinler ortaya çıktı. Kan şekeri ayarı iyi değilse bunu ayarlayan insülin infüzyon pompa sistemler tedavisinde gelişmeler oldu. İnsülin kullanan şeker hastalarında 2-3 günden uzun süren insülinler yani akıllı insülinler yakın gelecekte gelişecek. Akıllı insülinden kastımız vücuda takılan bir cihaz ile kişinin kan şekerini tayin edecek ve yükseldiğinde insülin verecek. Ve daha birçok umut vadeden çalışma araştırma var.

Önemli olan şu; tip 2 diyabet eğitimine çocukluk yaşlarında başlamalıyız. Diyabet eğitimi,diyabet hemşirelerimizin sayısı ve ülke dağılımı, hastaların hekime, tedaviye ulaşmaları, aile hekimlerine diyabette güncel bilgilerin aktarılacağı eğitimler ile ve önemli olduğunu düşündüğüm 'Diyabet Bildirgesi’ndeki yer alan önerilerle bir gün diyabet kontrol altına alabiliriz."