Anasayfa
Hakkımızda
Yayın Kurulu
Arşiv
Künye
İletişim
Ayın Konusu
Kongre Takvimi
Kitap Köşesi
Sağlık & Tıp Dernekleri
 
 
 
 
 
Güncel/Nadir Hastalıklar Günü
 
 
NADİR OLSA DA

TÜRKİYE’DE YAKLAŞIK 6 MİLYON KİŞİNİN SORUNU!

Her yıl Şubat ayının son günü, dünya üzerinde yaklaşık 300 milyon kişiyi etkileyen ender görülen hastalıklara dikkat çekmek amacıyla ‘Nadir Hastalıklar Günü’ olarak kabul ediliyor.

2008 yılından bu yana değişik aktivitelerle ‘Nadir Hastalıklar’a dikkat çekilmekte ve gerek sağlık çalışanları ve gerekse toplumda farkındalığı arttırmak için çaba harcanmaktadır. Bu amaçla Türk Hematoloji Derneği de bu konuya dikkat çekmek için Nadir Hastalıklar Bilimsel Alt Komitesi kurmuştur. Türk Hematoloji Derneği(THD) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Muzaffer Demir, dünyada 300 milyon, Türkiye'de ise yaklaşık 6 milyona yakın kişinin nadir hastalıklardan muzdarip olduğunu belirterek, hastalıkların görülme sıklığının ülke, bölge ve topluma göre değişebildiğini vurguladı.

BİRÇOK NADİR HASTALIĞIN NEDENİ HALEN BİLİNMİYOR

Nadir oldukları için çoğu zaman tanı konulamadığından, sıklıklarının tahmin edilenden fazla da olabileceğini belirten Demir, “Bilinen binlerce nadir hastalık vardır. Nadir hastalıkların çoğu genetik geçişlidir ancak genetik geçişli olmayan, örneğin bulaşıcı bazı hastalıklar da nadirdir. Birçok nadir hastalığın da nedeni halen bilinmemektedir. Avrupa Birliği tarafından toplumda her 2 bin kişiden bir kişiyi veya daha azını etkileyen hastalıklar 'nadir' olarak kabul edilmektedir.

Dünya genelinde 250-300 milyon kişiyi, yalnızca Avrupa ve Amerika'da ise 60 milyon kişiyi etkileyen yaklaşık 6 binden fazla nadir hastalık görülmektedir. Nadir hastalıkların yüzde 80'i genetik kökenlidir ve Ulusal Sağlık Enstitüsü verilerine göre, nadir hastalığı olan her iki kişiden biri çocukluk çağında etkilenmektedir. Nadir hastalıkların büyük çoğunluğu genetik geçişlidir ve ülkemiz gibi akraba evliliğinin sık olduğu yerlerde daha fazla görülürler."

KANAMA, KEMİK VE EKLEM AĞRISINA DİKKAT


Demir, nadir hastalıklar içinde öne çıkan sorunlardan birinin "Gaucher" isimli hastalığın da bu grup içinde yer alan üç farklı tip hastalık olduğuna dikkati çekerek şunları söyledi:
“Gaucher hastalığı ‘glukoserebrozidaz’ isimli enzimin eksikliği veya görevini yerine getirememesi sonucu gelişmektedir. Görülme sıklığı 40-50 bin canlı doğumda 1’dir. Bu enzim, hücrelerin lizozomlarında depolanan yağlı bir madde olan glukoserebrozidin parçalanmasını sağlar. Enzimin eksikliğinde bu madde hücrelerde birikerek (Gaucher hücreleri), yaşamın herhangi bir döneminde ortaya çıkan hafif ya da şiddetli yakınmalar ve bulgularla kendini gösterir.

Gaucher hücreleri genellikle dalak, karaciğer ve kemik iliği başta olmak üzere deri, lenf sistemi, böbrekler, kalp, akciğerler, göz ve düşük oranda merkezi sinir sisteminde birikebilirler. Belirtiler genellikle ilk olarak çocukluk ya da yetişkinlik döneminde fark edilir. Bu belirtiler; kansızlık (anemi), Çabuk kırılan zayıf kemikler (osteoporoz), Kemik ve eklem ağrıları, Kanamalar ve morarmalar, Dalak ve karaciğerde büyüme sonucunda karında şişkinlik, Kan pulcuklarında azalma (trombositopeni) şeklindedir.

 

Bazı hastalarda belirtiler çocukluk döneminden itibaren hayati tehlike oluşturabilecek özellikte iken, bazı hastalarda yaşlılık dönemine kadar herhangi bir yakınmaya neden olmayabilir. Gaucher Hastalığı, kalıcı ve ilerleyen bir hastalık olup erken tanı konup tedavi edilmediği takdirde zamanla kötüleşebilir. Hastalığın farklı üç tipi mevcuttur, erken yaşlarda başlayan ve erişkin yaşlara kadar değişen bulgular gözlenebilir. Özellikle büyüme geriliği, nedeni bulunamayan dalak veya karaciğer büyümesi, kansızlık, kemik ağrısı veya ani gelişen kırıkları olan hastalarda Gaucher hastalığının da akılda tutulması ve tanıya yönelik tetkiklerin yapılması gerekmektedir.

Anne ve babadan birisinin taşıyıcı, diğerinin ise sağlıklı olduğu durumlarda, çocuğun taşıyıcı olma ihtimali %50’dir. Anne ve babadan ikisinin de taşıyıcı olması durumunda, çocuklar %50 ihtimalle taşıyıcı olacak ve %25 ihtimalle ise hastalığı kalıtımsal olarak taşıyacaktır. Bu durumda %25 ihtimalle de çocuk ne taşıyıcı ne de hasta değildir”

 

ENZİM EKSİKLİĞİ SONUCU GELİŞEN HASTALIKLAR

THD Nadir Hastalıklar Bilimsel Alt Komitesi Başkanı Prof. Dr. Sema Karakuş ise metabolik hastalıkların, protein, karbonhidrat ve yağların üretim veya yıkımında görevli enzimlerde eksiklik sonucu gelişen ve genetik aktarılabilen bir grup hastalık olduğunu ve bazılarında kan sistemi ile ilgili sorunlarla birlikte görülebildiğini belirtti.

Nadir görülen hastalıklar içinde yer alan bir diğer hastalık hakkında da bilgi veren Karakuş, kemik iliğinde bulunan kök hücrenin nadir gözlenen, hayatı tehdit eden Paroksismal Noktürnal Hemoglobinüri (PNH) olduğunu belirtti. Hastalığın, kırmızı kan hücrelerinin damar içinde yıkılması, özellikle toplar damarlarda kan pıhtıları ve kemik iliğinin yeterli kan hücresi üretememesi ile ortaya çıktığını aktaran Karakuş, hastalığın genellikle otuzlu yaşlarda kendisini gösterdiğini, çocukluk ve adolesan çağda nadiren görüldüğünü kaydetti.

29 Şubat 2016

Zeynep Çetinkaya

 
Copyright © populersaglikdergisi.com