Dünyanın birçok ülkesinden kardiyologlar 32. Uluslararası Katılımlı Türk Kardiyoloji Kongresi’nde biraraya geldi
Türk Kardiyoloji Derneği’nin (TKD) 32. Uluslararası Katılımlı Türk Kardiyoloji Kongresi bu yıl 20-23 Ekim 2016 tarihleri arasında Global Turizm Organizasyonu ile Antalya Belek Regnum Carya Golf & SPA Resort Otel'de düzenlendi. Avrupa Kardiyoloji Derneği (ESC), Amerikan Kardiyoloji Koleji (ACC), Avrupa Kalp Yetersizliği Birliği (HFA), Avrupa Aritmi Birliği (EHRA) gibi uluslararası dernekler, ülkemizden Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği, Türk Pediyatrik Kardiyoloji Derneği, Türki Cumhuriyetler, Balkanlardan ve dünyanın birçok ülkesinden gelen kardiyologlar Türk Kardiyoloji Derneği’nin 32. Uluslararası Katılımlı Türk Kardiyoloji Kongresi için Antalya’da buluştu. |
|
|
Kardiyoloji konusunda ulusal ve uluslararası düzeyde bilim insanlarının katıldığı Türk Kardiyoloji Derneği’nin 32. Uluslararası Katılımlı Türk Kardiyoloji Kongresi kapsamında düzenlenen basın toplantısı; Türk Kardiyoloji Derneği ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Mahmut Şahin, Türk Kardiyoloji Derneği Gelecek Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, Türk Kardiyoloji Derneği önceki başkanı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu ile Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu üyeleri; Prof. Dr. Adnan Abacı, Prof. Dr. Engin Bozkurt, Prof. Dr. Sinan Aydoğdu, Prof. Dr. Necla Özer, Prof. Dr. Meral Kayıkçıoğlu, Prof. Dr. Ömer Göktekin ve Prof. Dr. Mehmet Birhan Yılmaz’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda kalp-damar sağlığı ile ilgili güncel gelişmeler, ülkemizdeki mevcut durum yeni araştırma sonuçları ve yeni tedavi yöntemleri paylaşıldı.
 |
|
TÜRKLERİN KALBİ AVRUPALILARDAN 10 YIL ÖNCE YAŞLANIYOR
Prof. Dr. Mahmut Şahin
Türk Kardiyoloji Derneği ve Kongre Başkanı
''INTERHEART'' çalışmasının gösterdiği verilere göre 9 risk faktörü yani kolesterol yüksekliği, sigara, diyabet, hipertansiyon, karın tipi şişmanlık, psiko-sosyal stres, kötü beslenme, fiziksel hareketsizlik ve alkol, ilk kalp krizi ve kalp damar hastalıkları için riskin %90’ından fazlasından sorumludur.
Bunlar önlenebilir veya düzeltilebilir durumlardır. Avrupa ülkelerine göre Türkiye’de kalp krizi erkek ve kadınlarda 10 yıl daha erken ortaya çıkmaktadır. Avrupa’da erkeklerde 55, kadınlarda 65 yaşında yoğunlaşan kalp krizi ile hastaneye yatışlar, bizde erkeklerde 45-55, kadınlarda menopoz sonrası 55-65 yaşlarında zirve yapıyor. Bu yüzden her bireyin kalp damar hastalığına yakalanmadan en az 65 yaşına ulaşması bu risk faktörleri ile mümkündür. >>> |
 |
|
ULUSLARARASI KATILIM SAĞLANDI
Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol
Kongre Bilim Kurulu ve TKD Gelecek Başkanı
Kongremiz bu yıl 2375 katılımla gerçekleştirildi ve komşu ülkelerden uluslararası düzeyde katılım oldu. 4 gün süren kongremize 8 paralel salonda 123 oturumda sempozyumlar, karşıt görüş ve nasıl yapalım oturumları ile kalp ve damar hastalıklarıyla ilgili son bilgilerimizi güncelleyip tartışıldı. Her oturumumuzda Türkiye’den ve dünyadan, konularında büyük ağırlığı olan değerli konuşmacılar ve tartışmacılar yer aldı. ESC, ACC, Türk Dünyası Kardiyoloji Birliği, EHRA ve EAPCI ile ortak oturumlarımızın dikkatle izlendi. Kongremizde çok sayıda bilimsel çalışma ve olgu başvurusu arasından hakemlerimiz tarafından titizlikle seçilen 333 bildiri ve 298 olgu tebliğ edildi. Genç kardiyologlar oturumları, kardiyovasküler hemşirelik ve teknisyenlik kursları, canlandırma kursları gibi kurslarımız düzenlendi ve kongremiz TTB 15.5 ve EBAC tarafından 16 puanla kredilendirildi.
|
 |
|
HASTALIK OLUŞMADAN KORUNMAK HEPİMİZİN AMACI
Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu
Türk Kardiyoloji Derneği Önceki Dönem Başkanı
Bilgiler arttıkça, yeni keşifler ve bilimsel teknikler arttıkça, hekimlerin hastaları nasıl tedavi etmeleri gerektiğini anlatan kılavuzlar da güncelleniyor.Avrupa Kardiyoloji Derneği ile ortak bir oturumumuzda bu yıl yenilenen kılavuzlardan dört konudaki kılavuz katılımcılarla paylaşılacak.Güncellenen kılavuzlar arasında; Atriyal Fibrilasyon, Kalp Yetersizliği Kılavuzu, Kalp Damar Hastalıklarından Korunma ve Lipid Düşürücü Tedavi kılavuzları var. Koruyucu kardiyoloji kılavuzunda hastalık oluşmadan korunmak hepimizin amacı. Güncellenen klavuzlarda beslenme ile önemli bazı değişiklikler var. >>> |
 |
|
YÜKSEK KOLESTEROL KALP KRİZİNE VE FELCE DAVETİYE ÇIKARIYOR
Prof. Dr. Adnan Abacı
TKD Başkan Yardımcısı
Danimarka da yapılan bir çalışmada, kolesterol gündeme geldiğinde hastaların ilaçlarını kullanma sıklığına bakıldı ve görüldü ki, basında kolesterol gündeme geldiğinde hastalar ilaçlarını kesiyor. Bu bizim ülkemizde daha da fazla. Ne yazık ki son zamanlarda basında kolesterolün zararsız olduğu, kolesterol ilaçlarının gereksizliği yönünde yayınlar yapılmaktadır. Ama şu unutulmamalıdır ki, biz normal kolesterolü düşürmek için değil, yüksek kolesterolü düşürmek için ilaç veriyoruz. Şeker hastasının ilaç kullanmaması nasıl zararlıysa, kolesterolü yüksek olan kalp hastasının kolesterol düşürücü ilaç kullanmaması da zararlıdır. Bizim basında kolesterol ''’Zararsızdır'' diye gündeme geliyor. Argümansa ‘Kolesterolsüz yaşam olmaz’. Doğrudur ve aynı şeker gibidir. Ama şeker düşünce komaya giriliyor, yükselince şeker hastası olunuyorsa, kimse şeker hastalığı zararsızdır diyemez. Burada da zarar veren.kolesterol yüksekliğidir. >>> |
 |
|
KALP KAPAĞI HASTALARINDA AMELİYATSIZ YÖNTEMLER DAHA ETKİLİ
Prof. Dr. Engin Bozkurt
TKD Genel Sekreteri
Bozulmuş ya da yeteri kadar görev yapamayan kalp kapaklarının değişiminde yaklaşık 50 yıldır açık kalp cerrahisinin kullanılıyor. Hem açık kalp ameliyatının var olan risklerinden dolayı, hem de bazı hastaların ameliyata alınamaması nedeniyle uzun zamandır anjiyo benzeri yöntemlerle kalp kapaklarını değiştirmek için araştırmalar yapılmaya başlandı. Bu alanda özellikle ileri yaşta görülen aort kapağı darlığında ameliyatsız yöntemlerde çok önemli ilerlemeler elde edildi. Transkateter aort kapak yerleştirilmesi ya da kısaca TAVI olarak isimlendirilen bu yöntem, başlangıçta sadece açık kalp cerrahisi yapılamayan aort darlığı hastalarına uygulandı. >>> |
 |
|
AŞIRI MUTLULUK DA KALBE ZARAR VEREBİLİR
Prof. Dr. Sinan Aydoğdu
TKD Genel Sekreter Yardımcısı
Birkaç ay öncesine kadar Takotsubo sendromuna sadece stres ve üzüntü oluşturan negatif duygusal koşulların zemin hazırladığı kabul edilirken ve hatta bu nedenle kırık kalp sendromu olarak tanımlanırken; European Heart Journal Dergisinde yayınlanan bir araştırmanın sonuçları çok mutlu ve eğlenceli olayların da benzer bulgularla Takotsubo sendromuna yol açabildiğini göstermiştir. Takotsubo yani kırık kalp sendromuna farklı bir bakış açısı oluşturan çalışmada, kırık kalp sendromu tanısı alan 485 hastanın %96’sında aşırı üzüntü veya stres tetikleyici etkenken, 20 hastada yani yaklaşık %4’ünde aşırı sevinç ve mutluluk bu sendromu tetiklemiştir. >>> |
 |
|
KALP DAMAR HASTALIĞI RİSK FAKTÖRLERİYLE MÜCADELE İNME RİSKİNİ AZALTIYOR
Prof. Dr. Necla Özer
Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
İnme oldukça ciddi bir sağlık sorunu. Erişkinlerde kalp hastalığı ve kanserden sonra en yaygın ölüm ve sakatlık nedeni olarak tanımlanan beyin krizi yani inme hakkında halkın farkındalığının artması gerekiyor. Yüz, kol, bacak veya vücudun bir yarısında uyuşukluk veya güç kaybı; bir veya iki gözde görme kaybı veya azalması; konuşma kaybı, konuşmada veya konuşulanları anlamada güçlük; bir neden yokken şiddetli ve ani baş ağrısı, yürümede dengesizlik gibi şikâyetler gelişirse hızlıca en yakın hastaneye başvurulması gerekiyor.>>> |
 |
|
KALP DOSTU BESLENMENİN 7 YOLU
Prof. Dr. Meral Kayıkçıoğlu
Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
Kalp damar hastalıklarının boyutları artıyor, ciddi risk faktörleri var. Hayatta tek amacımız var; sağlıklı, mutlu yaşamak. Bunun içinde hastalıklardan korunmamız risk faktörleri ile mücadele etmemiz gerekiyor. Genetiği değiştiremiyoruz. Ailemizde eğer kalp damar hastalığı varsa bunu değiştirmemiz elimizde değil. Ama değiştirebileceğimiz ki bunlar kolesterol düzeyinden tansiyona kadar genetik komponentinin yanında, çevresel faktörler ve yaşam tarzımız gibi değişiklikler risk faktörlerini kontrol altında tutmamız adına önemli. Bunun da en önemli yapı taşlarından biri, beslenme. Ne kadar erken doğru beslenme ve sağlıklı yaşam tarzını benimsersek, kalp damar hastalığı gelişimini ciddi şekilde azaltmak, hatta önlemek mümkün. >>> |
 |
|
KALP HASTALIKLARINDA AMELİYATLARIN YERİNİ GİRİŞİMSEL İŞLEMLER ALIYOR
Prof. Dr. Ömer Göktekin
TKD Yönetim Kurulu Üyesi
Günümüzde sağlığın hemen her alanında teknolojinin ve bilimin bize sağladığı çok önemli yenilikler ve gelişmeler mevcut. Bu gelişme ve yeniliklerden en fazla nasiplenen kardiyoloji ve özellikle stent uygulamaları oldu. 2003 yılında uygulamaya giren ilaç kaplı stentler, stent sonrası daralma oranlarını %30’lardan %15’lere kadar düşürdü. Ayrıca ilaç kaplı stentlerde ilk çıktığı zamandan şu ana kadar çok önemli değişimler göstererek 3. Kuşak ilaç kaplı stentlere sahip olduk. Bu stentlerin avantajı çatallanma yerlerindeki tıkanıklara, çok kıvrımlı damarlardaki darlıklara, kireçli damarlara, ayrıca daha küçük damarlara stent uygulamasına fırsat vermesi oldu. >>> |
|
