Anasayfa
Hakkımızda
Yayın Kurulu
Arşiv
Künye
İletişim
Ayın Konusu
Kongre Takvimi
Kitap Köşesi
Sağlık & Tıp Dernekleri

 
 
ETKİNLİK/DUYURU
 

“KANSERLİ HASTAYA NASIL DESTEK OLURUM ”

SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ
‘Sağlık için... Destek için... Hareket edin...’

Neolife Tıp Merkezi, Kanserle Dans Derneği, Siemens Sağlık ve Varinak Onkoloji; Ulusal Kanser Haftasında alışılagelmişin dışında bir etkinliğe imza atıyor.

‘Kanserli Hastaya Nasıl Destek Olurum’ Sosyal Sorumluluk Projesi kapsamında aralarında dans terapisi almış kanserli hastaların da bulunduğu 300 kişi,9 Nisan’da İstinye Park AVM’de bir dans performansı sergileyecek. Dünyada çok sayıda örneği olan söz konusu flashmob, o an alışveriş merkezinde bulunanlara sürpriz bir deneyim yaşatacak.

Temel amacın kanser konusunda oluşturulan ‘farkındalığı’ bir üst boyuta taşıyarak kanserli hastaya destek konusunda çözümler sunmak olduğu etkinlikte destekçi kurum/ kuruluşların personel ve üyeleri, hasta yakınları, kanserli hastalar ve profesyonel dansçılardan oluşan 300 kişi ‘Sağlık için... Destek için... Hareket edin...’ mesajı verecek. 

Koreografisi Tork Dance kurucusu Tan Temel tarafından hazırlanan performans öncesi etkinlik koordinatörü Neolife Tıp Merkezi Uzm. Psiko-Onkoloğu Elçin Biçer ile dans terapisi ve projeyi konuştuk...

 

Dans Terapisi nedir?
Elçin Biçer: Bir psikoterapi türüdür. Hem sözel hem de sözel olmayan ile çalışır. Beden-zihin ilişkisine ait teorilere, spontanlığa ve yaratıcılığa dayanır. Gelişimsel olarak mantığımızın oluşumundan önceki döneme ait bizi biz yapan, davranış örüntülerimizi, alışkanlıklarımızı, bakış açılarımızı meydana getiren "kod"larımıza götürebilen ve araç olarak "hareket"i kullanan bir psikoterapi türüdür. Zihin(düşünceler, mantık, zeka, vb), ruhsallık ve bedenin üçüne birden hitap eden keyifli ve etkili bir yöntemdir.

Dans Terapinin kanser üzerinde kanıtlanmış olumlu bir etkisi var mı?
Elçin Biçer: Dans terapinin onkoloji alanında yaşam kalitesini arttırdığına ve halsizliği azalttığına dair bulgular var. Bunun dışında genel olarak destekleyici sanat terapileri yöntemlerinin yaşamın anlamı, beden bütünlüğü, duygu durumda olumlu yönde değişimler, kaygı ve çökkünlükte azalma, daha güçlü baş etme becerileri geliştirmesi ve kendi duygularını ifade etme gibi faydaları olduğu bilinmekte. Dans terapi eğitmenimiz Dr. Ilene Serlin, San Francisco'da California Medical Center 's Institue of Health and Healing'te bu konuda araştırmalar yapmış ve yapmaktadır.

Terapiler kaç kişi ile ve ne kadar bir süre ile yapılıyor?
Elçin Biçer: 10 haftalık bir destekleyici grup terapisi şeklinde uyguladığımız için programın başında grup oluşturuluyor ve aynı grup programı tamamlıyor. Bir grupta en fazla 12 kişi olması uygun. Haftada 1 gün 60-70 dakika süren oturumlarla gerçekleştiriyoruz.

Yaş sınırlaması var mı?
Elçin Biçer: Yetişkinlerden oluşmak şartıyla bir yaş sınırımız yok. (Çocuklarla bir çocuk grubu oluşturulması daha uygundur). Dansı bilmesi ya da fiziksel olarak çok aktif olması gibi beklentilerimiz de yok. Tam aksine her bir katılımcının kendi bedeniyle içinden geldiği şekilde ve miktarda hareket etmesi amacımız. Bu bazen sadece göz kırpmak da olabilir, tüm seans boyunca sandalyede oturarak el hareketleriyle katılmak da olabilir, zıplamak da... Seans içerisinde kimse belirli bir hareketi yapmaya zorlanmaz. Başka birinden komut almadığı, özgürce ve eleştirilmeden hareket edebildiği bir ortamı vardır.

9 Nisan’da bir etkinlik gerçekleştireceksiniz. Biraz bahseder misiniz? Fikir- hazırlık süreci, çalışmalar?
Elçin Biçer: Yola çıkarken insanlara dans terapi diye bir yöntemin olduğunu anlatmak istiyorduk. Dans terapiye katılan katılımcılarımız da aynı ihtiyacı duyuyor. Bu çok güzel ve etkili bir yöntem, bu hastalığı deneyimleyen diğer kişiler de bilse gelse diyorlar. Hem bu yöntemi duyurmak hem kanser deneyimi yaşayan kişilere ücretsiz olarak bu desteği sunabilmek hem de her yıl olduğu gibi toplumu bilinçlendirme amacıyla tümünü kapsayan bir sosyal sorumluluk projesi geliştirdik.

Kanserle Dans Derneği, Siemens Sağlık ve Varinak Onkoloji ile birlikte 11 kişi ücretsiz olarak terapi programımıza katıldı. Proje kapsamında toplumu bilinçlendirme amacıyla 9 Nisan'daki etkinliğimiz ortaya çıktı. Kitlesel hareketi/dansı bir araç olarak kullanacağız ve "kanserli bir kişiye nasıl destek olmak gerekir?" sorusuna dair çözümler sunmaya çalışacağız.

Yıllardır yapılan farkındalık çalışmaları, tv programları, gazete ve dergiler aracılığıyla artık herkesin kanser diye bir hastalığı bildiğini varsayıyoruz. Bu deneyimi yaşayan kişilerle yaptığımız görüşmelerde, yakınların nasıl destek olacağı konusunda bilgiye ihtiyaç duyduğunu fark ettik.  Bu meşakkatli yolda birlikte yürümek dışında psikolojik destek için cevaplar çok tanıdık: Hastalığa rağmen kişinin hala sevilesi ve değerli olduğunu hissettirmek (buna duygusal destek diyoruz), ve kişinin duygularını ifade etmesine izin verirken onun duygudurumuna eşlik etmek. Bu yüzden, "dans et benimle benim havamda" dedik.

Artık kanserli bir kişiye "sen güçlüsün" dememek gerektiğini (çünkü yorgunluğunu ve desteğe ihtiyacı olduğunu görmezden gelmek gibi duyuluyor); "moral önemli" gibi bir klişeden kaçınmak gerektiğini (çünkü moralini düzeltmek senin elinde haydi yap gibi duyuluyor. Yada moralin kötüyse senin yüzünden gibi duyuluyor); "ağlamak yok" dememek gerektiğini (kişinin duygularını ifade etmesine izin vermenin, onunla bu anı ve duyguyu paylaşmanın daha yararlı olduğunu), aslında kişinin kendi yakınından garantili cevaplar vermesi yerine onu dinlemesine ve anlamasına ihtiyaç duyduğunu anlatmak istiyoruz. kanser deneyimi de, yaşamın kendisi gibi bir dans ise, onun dansına eşlik etmek yapılacak en güzel destek..

Dans terapiye katılmak için bir hastalıkla baş ediyor olmak şart mı?
Elçin Biçer: Kesinlikle gerekmiyor. Diğer psikoterapi türleri gibi, kişi kendini keşfetmek ve kendi kişisel dönüşümüne katkı sağlaması için dans terapiyi seçebilir. Kanser, otizm, şizofreni, alzheimer gibi popülasyonlarda çok etkili olan dans/hareket terapisi, her yaştan insan için uygun bir psikoterapi türüdür.

Stresli ve yoğun şehir yaşantısında koştururken çoğumuz baş ağrısı, sırt ağrısı, barsak düzeninde bozulmalar, halsizlik, mide reaksiyonları vb. bedensel reaksiyonlar veriyoruz. Bedenimiz bize konuşuyor ama ne kadar duyuyoruz ya da ne kadar dinliyoruz? Sadece ağrı üzerinden mi ilişki kuruyoruz bedenimizle? Düşüncelerimiz, duygularımız ile bedenimiz arasındaki karşılıklı etkileşimi anlamak ; kendi içsel gücümüzü yeniden fark etmek için dans terapi herkese açık...

Son üç yıldır tiyatro etkinliği ile bir bilinç yarattınız. Bu etkinlikte temel amaç nedir?
Elçin Biçer: Tiyatro etkinliği ile sanatın, konuşulması zor hatta sözlerin kifayetsiz kaldığı durumlarda ne kadar iyileştirici olduğunu hem biz her defasında yeniden deneyimleyerek anlamış olduk hem de başkalarına da bu bilgiyi ve ruhu aktarmaya çalıştık. Bu sene, dans etkinliğimizde interaktif şekilde izleyenlerin de bize katılabileceği hep birlikte deneyimleyerek hissedeceğimiz bir çalışma olacak.

Gelişmiş ülkelerde kanser merkezlerinde sanat atölyeleri, sanat terapileri sıklıkla kullanılıyor. Hatta Eisenberg, Amerika'da 3 kişiden 1'inin alternatif tedavi yöntemlerini tercih ettiğini bulgulamış. Bunun dışında, çeşitli yakınmalarla doktora başvuran insanların %50-75ˆ'inde bu yakınmaların başlaması ya da artmasında psikolojik faktörlerin etkili olduğu bulgulanmış. Bu sebeple, tamamlayıcı destekleyici sanatsal dışavurumcu yöntemlere yatırım yapmanın daha düşük maliyetli ve etkin olduğu fark edilmiş. Sigorta şirketleri, destekleyici terapileri de kapsamaya başlarken hastaneler tamamlayıcı tedavi yöntemleri de sunmaya başlamış.

Türkiye'de hastaya, hastalığa ve sağlığa bu açıdan bakarak çözümler sunan nadir ve öncü kurumlardan biri olduğumuzu söylemeliyim. 5 yıldır yaptığımız çalışmalarla bahsettiğiniz gibi bir bilinç yaratılmasına katkıda bulunduysak, bu çalışmaları anlatacak ortam sunmanız bakımından size de teşekkür etmek isteriz.

Son olarak söylemek istediğiniz şeyler var mı?  
Elçin Biçer: Dans terapiyi deneyimlemek yada daha detaylı bilgi almak isteyen herkes bize yazabilir. Projenin İstanbul 'da ve diğer şehirlerde devam edebilmesi ve daha fazla sayıda kanser deneyimi yaşayan insanın bu programdan faydalanmasına destek olmak isteyenler de bize ulaşabilirler. Bazı alanlarda, küçük dokunuşlar insan hayatında çok büyük güzel etkiler sağlayabiliyor.

 

29 Mart 2016

Röportaj:Zeynep Çetinkaya

Copyright © populersaglikdergisi.com